-
1 aklını bozmak
помеша́ться на чём-л. -
2 aklını bozmak
n. get one's claws into -
3 bozmak
bozmak <- ar> v/t verderben; kaputtmachen; fam jemanden verlegen machen, blamieren; den Verstand verlieren; Eid, Fasten, Schweigen, Wort brechen; Feind schlagen, vernichten; Geld wechseln; Strafe aufheben; Trauben abernten; Ordnung zerrütten; Verlobung lösen; Vertrag verletzen; Lebensmittel verderben; Wetter sich verschlechtern;-mekle aklını bozmak die fixe Idee haben + inf;birbirini bozmak sich stören, sich überlagern;… ile bozmak versessen sein (auf A);-in keyfini bozmak die Laune verderben D;kızlığını bozmak einem Mädchen die Unschuld rauben;-in midesini bozmak den Magen verderben -
4 bozmak
по́ртить* * *-i1) по́ртить, поврежда́ть; наруша́тьant bozmak — нару́шить кля́тву
iş[ler]i bozmak — испо́ртить де́ло
nişan bozmak — расстро́ить помо́лвку
pazarlığı bozmak — расстро́ить торг
2) по́ртиться ( о погоде)3) наноси́ть пораже́ниеdüşmanı bozmak — разби́ть неприя́теля
4) разме́нивать ( деньги)5) собира́ть после́дний урожа́й (в саду, огороде)6) лиша́ть неви́нности7) помеша́ться, рехну́тьсяaklını bozmak — помеша́ться
8) - le помеша́ться на ком-чёмpolitika ile bozmuş — он помеша́лся на поли́тике
-
5 bozmak
"1. /ı/ to spoil, ruin; to harm, damage; to mar; to impair. 2. /ı/ to mess up, make a mess of (a place). 3. /ı/ to upset, spoil (plans, a system). 4. /ı/ to upset (one´s stomach). 5. /ı/ to change, break (a specified amount of money) into smaller units. 6. /ı/ to change, exchange (a specified amount of money) for another currency. 7. /ı/ mil. to defeat (a unit) decisively, rout. 8. /ı/ to embarrass, discomfit, discountenance. 9. /ı/ to violate (an agreement). 10. /ı/ law to abrogate; to quash; to overturn. 11. /ı/ to deflower, deprive (a woman) of her virginity. 12. /ı, la/ to have (something) on the brain, be too wrapped up in: Aklını seksle bozdu. He´s got sex on the brain. 13. /ı/ to complete the harvest in, harvest everything in (a specified place). 14. /ı/ to rip out the seams of (a garment) or to cut up (a garment) (so that it can be remade). 15. (for the weather) to turn nasty, get cold, stormy, or snowy." -
6 akıl
ра́зум (м) ум (м)* * *выпад. -klı1) ум, ра́зумaklı başka yerde — его́ голова́ за́нята други́м
2) па́мятьaklından çıkarmamak — не забыва́ть, держа́ть в голове́
adı aklımda kalmadı — его́ и́мя вы́скочило у меня́ из головы́
3) сове́тakıl almak — получи́ть сове́т
akıl danışmak — сове́товаться
akıl vermek — посове́товать, пода́ть мысль
••akıl için tarik / yol birdir — погов. у разу́мных то́лько оди́н путь
akıl para ile satılmaz — погов. ум за де́ньги не ку́пишь
akılları pazara çıkarmışlar, herkes yine kendi aklını almış / beğenmiş — посл. ка́ждый счита́ет себя́ умне́е други́х
akıl yaşta değil, baştadır — погов. му́дрость в голове́, а не в бороде́
akıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
akıl akıldan üstündür — погов. ум хорошо́, а два - лу́чше
- bunu aklım almıyorakıl kişiye sermayedir — погов. ум - бога́тство челове́ка
- akıl almaz
- aklı başında
- aklı başında olmamak
- aklı başında değil
- aklı başından gitmek
- aklını başına almak
- aklını başına toplamak
- aklını başına devşirmek
- aklını başka yere vermek
- aklını bozmak
- aklını çalmak - aklı dağılıyor
- aklım duruyor
- akıllara durgunluk vermek
- aklına düşmek
- akıl erdirmemek
- bu işe aklım erdirmiyor - aklı fikri... de
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklı gitti
- akıl hastalığı
- akla hayale gelmez
- aklını kaçırmak
- aklını oynatmak
- akıl kârı değil
- aklı kesmek
- akıl öğretmek
- aklını peynir ekmekle yemiş
- aklına sığmamak
- akla sığmaz
- aklını şaşırmak
- aklı şaşmak
- aklı takılmak
- aklının terazisi bozuldu
- aklına uymak
- aklına yelken etmek
- aklı yerinde değil
- aklı zıvanadan çıkmak
- aklından zoru olmak -
7 akıl
akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;akıl danışmak um Rat fragen;akıl defteri Notizbuch n;-e akıl erdirememek nicht begreifen können;-i akıl etmek kommen auf (einen Gedanken);akıl hastalığı Geisteskrankheit f;akıl hastanesi psychiatrische Klinik;akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;akıl istemek um Rat fragen;akıl kârı iş vernünftig, machbar;akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;akla sığmaz unvorstellbar, immens;akla yakın einleuchtend, plausibel;-i aklı almamak etwas nicht begreifen können;aklı başında vernünftig;aklı başında olmamak nicht logisch denken können;aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;aklı durmak baff sein;-e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);-i aklı kesmek einsehen;aklı oynamak den Verstand verlieren;-in aklı sıra wie er glaubt;-e aklı yatmak vertrauen (auf A);-in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;aklına yazmak sich (D) einprägen;-i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;-i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;-in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;-le aklını bozmak versessen sein (auf A);-in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;aklını oynatmak den Verstand verlieren -
8 kaçırmak
I vtböyle bir fırsatı kaçırmam eine solche Gelegenheit lasse ich mir nicht entgehenaklını \kaçırmak den Verstand verlierenbirini gözünden kaçırmamak jdn nicht aus den Augen verlierenipin ucunu \kaçırmak den Faden verlierenölçüyü \kaçırmak das rechte Maß verlieren; ( fam) den Bogen überspannenrakıyı fazla \kaçırmak ( fam) zu viel Raki trinken4) raubenbirinin huzurunu/uykusunu \kaçırmak jdm die Ruhe/den Schlaf raubenbu düşünce benim uykumu kaçırdı dieser Gedanke raubte mir den Schlaf5) ( bozmak) verderbenbirinin iştahını/keyfini \kaçırmak jdm den Appetit/die Laune verderben8) ( sızdırmak)çakmak gaz kaçırıyor das Feuerzeug ist undichtmakine buhar kaçırıyor die Maschine verliert Dampfkarısını benden kaçırıyor er versteckt seine Frau vor miryeni oyuncağını benden niçin kaçırıyorsun? warum versteckst du dein neues Spielzeug vor mir?10) ağzından \kaçırmak ausplaudern, sich verplappernaklını kaçırmış olmak ( fam) nicht alle beisammenhabenölçüyü \kaçırmak ( fam) den Bogen überspannen
См. также в других словарях:
bozmak — i, ar 1) Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek Bu iki radyo istasyonu birbirini bozuyor. 2) Bir yerin, bir şeyin düzenini karıştırmak Bir insanın aklını bozabilmesi için evvelce bu aklın mevcut olması lazım gelir. A. Ş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklını (bir şeyle) bozmak — bir şey üzerine düşerek hep onunla uğraşıp durmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapıtmak — nsz 1) Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek 2) i Şaşırmak Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor fakat sonra yolunu sapıtıyor. R. N. Güntekin 3) mec. Saçmalamaya başlamak 4) tkz. Aklını bozmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
allak bullak etmek — 1) karmakarışık bir duruma getirmek, düzeni bozmak Nuran Tiyatrosu nun kaderini allak bullak eden değişiklik de Sadi nin gelişi idi. T. Buğra 2) bir yeri veya bir şeyi dağıtmak 3) mec. aklını, zihnini düşünemez duruma getirmek Matematik… … Çağatay Osmanlı Sözlük